GÜNÜ ANLAMLANDIRAN CÜMLEMİZ
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
halinden memnun olmaktır dedi.
-"O ki, yeryüzünde ne varsa, hepsini sizin için yarattı"(Bakara, 2/29).
-"Allah'ın verdiği de, vermediği de imtihandır."
-İnsan, yaklaştığınca yaklaştığından ayrı;
Belli ki; yakınımız yoktur Allah'tan gayrı... Necip FAZIL"Allah haksızlığı yarına bırakır; ama yanına bırakmaz..."
"Dua etme arzusu gelince dua edin. Çünkü bu, duanın kabul olacağına alamettir." Hz. Muhammed (sav)
Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Aşk bir adayıştır, arayış değil. /Hz. Mevlana/
Kusur bulmak için bakma birine,bulmak için bakarsan bulursun.Kusur örtmeyi marifet edin kendine işte o zaman kusursuz olursun. /Hz.Mevlana
24 Mart 2014 Pazartesi
AYDINLANMADAN ÖNCE.....
Bu noktada durup bir soluk almak istiyorum arkadaşlar.İşin aydınlanma kısmına gelmeden ki süreç çok çok önemli çünkü tamamen çıkmaz sokaklar ve girdaplarla dolu.Zaman zaman içimde daralmalar ve cevapsız sorularıma cevap aramakla geçen bir süreçten bahsetmek istiyorum.Cevapları hep insanlarda ve olaylarda arıyordum.Dost canlısı yapım sayesinde çok insanla tanışıyor kendimce dostluklar kuruyor güzel vakit geçirdiğimi sanıyordum ama bunlar bir yerde tıkanmaya başlıyordu.İnsan yalan söylüyor hemde gözünüzün içine baka baka.Hep bir yerde bir şeyler yanlış gidiyordu.Ben ne kadar doğru olsam da ne kadar dostluk samimiyet göstersem de karşımdaki insanların yanlışları bana batmaya başlıyordu.Bir diğeri bir diğeri bu böyle gitti.İnsanlardan soğumaya başlamış,içimdeki insan sevgisi azalmaya başlamıştı.Ve nihayet güvenimi yitiriyordum herkese karşı.Yok böyle olamaz yanlış nerde diye ararken kendimi sorgular buluyordum.Ben mi yanlış yapıyordum kendimi düzeltmeye yontmaya çalışıyordum ama değişen bir şey olmuyordu herkes çıkarı peşindeydi.Bu zaman zaman seni kullanmak zaman zaman maddi fayda sağlamak yada çevrenden nasiplenmek vs gibi durumlardan kaynaklanıyordu.Bunları görmek içimi daraltıyor,beni boğuyordu.Hırçınlaşıyordum.Evet tam da kelime bu hırçınlaşıyordum.Sebepsiz sinirlenmeler,insanlara ve olaylara tahammülsüzlük ve onlara hiçbir şey vermek istemiyordum.Vermek derken ne zamanımı ne cümlelerimi ne de fikirlerimi.Susmaya başlamıştım anlayacağınız.Delicesine susmaya.Geceleri uzun uzun düşünüyor perdelerin gölgeleri arasında yok oluyordum adeta.İş hayatındaki haksızlıkları görüp içten içe isyana gidiyordum umarsızca ve düzelmiyordu işte.Avutamıyordum içimdeki beni ve isteklerim dizginlenemez bir hal almıştı,çarkın bir parçası oluyordum adeta ve bu beni öldürüyordu yavaş yavaş.İçimde koskaca bir boşluk ne koysam dolmuyordu.İnsanların sözleri kandırmıyor içimi aydınlatan şarkıların etkisi kısa sürüyordu.Anlıyordum ki herşey geçiyordu.En güzel yaşlarım geçiyor ben dur diyemiyor engelleyemiyordum hırçınlıklarımı.Öfkem bedenimi sarıyor ruhumu ele geçiriyor bambaşka biri oluyordum.İnsanların görmek istedikleri gibi olmaya başlıyordum ki bu beni yıpratıyor Yapmak zorunda olduklarım beni çıkmaz girdaplara sürüklüyordu.Daha az gülüyor ve ne yazıkki hiç bir şeyden mutlu olmuyordum.Daha az güldüğümü fark ettiğim gün yine aydınlanmanın bir parçası gerçeleşmişti.Bu işte bir iş vardı.........
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder